Martıya Uçmayı Öğreten Kedi kitabında yazar Luis Sepulveda, kitabın karakter kadrosunu ince ince dokuyarak aynı zamanda okuyucuları sımsıcak bir öykünün içine çekiyor.
Kara kedilerin başına geleni hepimiz biliriz. Kedileri koşulsuz seven insanlar dışında kara kediler lanetli, uğursuz sayılarak hor görülürler çoğu zaman. Kahramanımız Zorba da simsiyah bir kedi. Sadece çenesinin altında küçük bir beyaz leke var. Onun bir kara kedi oluşu yeni sahibiyle beş yıl sürecek bir yolculuğa çıkmasına engel olmamış; üstelik bu yolculuk sırasında dostlukları da iyiden iyiye pekişmiş... Ama bu kez iki aylığına tatile giden sahibi, Zorba'yı evde bırakır. Kendisine de onu her gün düşüneceğine dair söz verir. Zorba iki aylığına evin sahibi olacaktır. Bir aile dostu her gün gelip ona bir kutu mama açacak ve kumunu değiştirecektir, balkona çıkabilecek, çatılara tırmanabilecekti. Hiç canı sıkılmayacaktı. İşte böyle düşünüyordu kocaman şişko kara kedi Zorba, çok yakında başına geleceklerden haberi olmadan.
Kara veba denilen, denizlerimize yayılan petrol atıklarından nasibini alan martı Kengah, gücü tükenip Zorba'nın ayaklarının dibine düşer. Ölmeden önce Zorba'ya bir de hediye bırakır. Bakması ve ona bir şeyler öğretmesi için bir hediye... Bu, içinde kendi yavrusunun bulunduğu yumurtadan başka bir şey değil. Kengah'ın son istekleri şunlardır: Zorba yumurtayı yemeyecek, civciv çıkana kadar yumurtaya göz kulak olacak ve ona uçmayı öğretecek.
İşte böylece Zorba'nın hayalini kurduğu toz pempe günler gider, yerini telaşlı günler alıverir. Kolay mı, durduk yere bir yavrusu olmuştur. Neyse ki Zorba'nın dostları Albay Kedi, Sekreter Kedi ve Profesör Kedi vardı. Hepsi yavru martı Şanslı'ya bakmak ve ona uçmayı öğretmek konusunda seferber olurlar. Başardılar mı dersiniz bu zorlu sınavı?
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Bu kitapta yazar Luis Sepulveda, kitabın karakter dokusunu ince ince dokuyarak aynı zamanda okuyucuları sımsıcak bir öykünün içine çekiyor. İlk bakışta silik bir karakter olan Sekreter Kedi, aslında zeki ve bilgili bir kedidir. Profesör Kedi ansiklopedi okuyor. Kültürü, eğitimi temsil ediyor. Aynı zamanda sempatik de. Bilgisini paylaşmayı da biliyor. Diğerlerine göre daha deneyimli. Fakat bazen onun da yanılabileceğine tanık olabiliyoruz. Çok bilgili insanların da bazı konularda yanılabileceğine dikkat çeken yazar, kendisiyle yapılan bir söyleşide de değindiği gibi "deneyim miti"ni kırmaya bir katkı sunuyor. Buradaki öyküsüyle Sepulveda, fedakarlık gerektirse de verilen sözün arkasında durmanın, paylaşmanın, ötekileştireni kollamanın dostça ilişkilerin doğasında olduğuna dair son derece güzel bir örnek sunmuş oluyor.
Luis Sepulveda Şilili bir yazar. Siyasi nedenlerden dolayı ülkesini terk etmek zorunda kalır. Sürgüne gittiği dönemde yazmaya başlar. Yaşam, doğa ve halklarla ilgili kısa öyküleri, oyunları ve denemeleri var. Latin Amerika edebiyatında sıkça karşılaştığımız üzere doğa onun vazgeçilmezi...
Yorum Gönder